Bilgisayar Mühendisliği Dersleri Nasıl Geçilir?

Bilgisayar mühendisliği, üniversitelerin en çok çalışma gerektiren bölümlerinden birisidir. Bunun sebebi, diğer çalıştırma gerektiren bölümler gibi proje ağırlıklı bir eğitimi olmasıdır. Yani dersler teorik ve pratik olarak iki grupta çalışma gerektirir. Hemen hemen her dersin projesi bulunur ve bir dönem içerisinde teslim ediliyor olması, ciddi anlamda zorlayıcıdır.

Ayrıca derslerde verilen ödevler, ilave bir yük olarak öğrencinin kısıtlı zamanına eklenir. Elbette normal bir dersten beklenen konuların çalışılması, derste anlatılan konulardan vize ve finallerde sorumlu olunması da cabası.

Peki bu dersler nasıl geçilir?

En kolay yolu, çalışmaktır. Ama vakitlice ve düzenli çalışmaktır. Yani sınavdan önceki gece yapılan çalışma genelde çok işe yarar ama çoğu zaman yeterli değildir. Ayrıca sağlıklı bir bilgisayar mühendisliği dersinin, yarısına yakın puanı ödev ve projelerden gelir.Dolayısıyla çalışmanın yanında iş üretmek de şarttır.

Aslında derslerden nasıl geçileceğini daha iyi anlamak için derslerden nasıl kalınacağını da anlamak gerekir.

Bilgisayar Mühendisliği derslerinden nasıl kalınır?

Sağlıklı bir bilgisayar mühendisliği dersini alırken, bir haftalık içeriğin kaçırılması ve sonrasında çalışılmaması, o dersten kalmak için yeterli olabilir. Dolayısıyla derslere devam etmemek kalmak için yeterli sebeptir.

Ayrıca dersin ödev ve projesi genelde teorik kısmı pekiştirici niteliktedir, dolayısıyla ödev ve projeleri yapmamak, hem puan olarak kayba sebep olacağı hem de teorik kısımdaki ilgili konuların eksik anlaşılmasına sebep olacağı için yeterince kötü bir durumdur.

Peki bilgisayar mühendisliği derslerine nasıl çalışılır?

Çalışmanın en önemli parçası, programlı ve düzenli olmaktır. Şayet zamanı düzgün yönetemezseniz hiçbirşey yetişmez. Sağlıklı bir haftalık programda, dersin saati kadar ilave vakit ayırılması gerekir. Bu durumu basit bir hesapla haftada 20 kredi ve dolayısıyla 20 saat ders alan kişinin 20 saat de ilave olarak ayırması ve haftalık 40 saatlik çalışması olarak düşünebilirsiniz. Zaten günümüzde herhangi bir yerde çalıştığınızda haftalık mesai şartı 45 saattir. Dolayısıyla kendinizi bir işte çalışıyor gibi görüp bu vakti ayırmanız çok önemlidir. Özellikle dönem başında nispeten daha fazla vaktiniz vardır, Bu vakti, o dönem işlenecek konuları önceden çalışmak ve ilk haftalardaki konuları tekrar etmek için rahatça kullanabilirsiniz. Daha sonraki haftalarda, bu vakit ödev ve projelere ayrılmak zorunda kalacaktır. Ayrıca ders konularının da zorlaşacağını düşünürseniz, ilk haftalardaki vaktin ne kadar kritik olduğu anlaşılır.

Dersten A almanın yolları:

Bilgisayar mühendisliğinin lisans seviyesinde okutulan dersleri genelde yıllardır okutulan ve çok sayıda kitabı piyasada bulunan, dünyanın çeşitli üniversitelerinde de okutulan derslerdir. Şayet hedef A almaksa (ki herkesin hedefi bu olmalı) yapılacak ilk adım, dersin kitabını baştan sona okumak (veya en azından hocanın işleyeceği konuları mutlaka okumaktır). Ders kitapları genelde konuyu bilmeyenlere göre hazırlanır ve dolayısıyla kitap okumayı gözünüzde büyütmemeniz gerekir. İkinci aşama, kitaptaki konu sonu sorularını çözmektir. Şayet sadece kitabı okursanız genel bir fikriniz olur ancak bu bilgilerin uygulamaya geçmesi çok daha önemlidir. Soruların genelde amacı bilgilerin uygulanabilir hale gelmesidir.

Ayrıca verilen derslerin çoğu dünyanın çeşitli üniversitelerinde okutulduğu için tavsiyem bu üniversitelerde bulunan sınavları da çözmenizdir. Örneğin google üzerinden “cryptography midterm” gibi bir arama ile cryptography dersinin çok sayıdaki vize sınavına ulaşabilirsiniz. Bu sorular genelde çoğu üniversitede benzerlik arz eder. Üniversitenin eğitim kalitesi azaldıkça diğer üniversitelerden kopyalanmış, kitaptan sorulmuş sorulara dönmeye başlar. Hatta test, boşluk doldurma gibi sorular gelmeye başlar. Üniversitenin kalitesi arttıkça da orjinal, daha önce başka yerlerde sorulmamış ve öğrenciyi düşünmeye sevke eden, yeni birer ufuk açan sorulara dönmeye başlar. Zaten eğitiminizin ilk bir iki senesinde dersleriniz için bu taktiği uygularsanız artık sınavların ve soruların kalitesini yargılamaya başlarsınız.

Hoca / Asistan ilişkileri

Sağlıklı bir ders, sağlıklı bir öğrenci hoca ilişkisinden geçer. Öncelikle dersleri dinlemek için hocalarınızı takip edin. Ayrıca bazı refleksler yılların verdiği tecrübeler sonucunda oluşur. Bir konuya, bir hocanın nasıl yaklaştığı aslında arka planda anlatılmayan pek çok bilgiyi barındırır. Uygulamalarınızda, asistanlardan destek almak için asistanların laboratuar saatlerinde mutlaka bulunun ve sorularınızı, konusu gelince sorun. Öğrenci olarak yapacağınız en önemli faaliyet soru sormaktır.

Sık yapılan bir hata da, konuyu iyice araştırmadan, çalışmadan soru sormaktır. Şayet bir sorunuz varsa (veya bir sorununuz) bunu sormadan önce mutlaka ön bir araştırma yapın ve sorunuz ile ilgili konuları araştırın. Aksi halde hocanızın veya asistanınızın size vereceği cevap hiçbirşey ifade etmeyeceği gibi konuyu bilmeden bırakacağınız intiba da hoş olmayacaktır.

Grup çalışması

Bilgisayar mühendisliği eğitiminin önemli bir parçası da grup çalışmasıdır. Günümüzde mezuniyet sonrası çoğu firmada bir ekibin içinde çalışacağınızı düşünürsek, hiç sevmediğiniz kişilerle çalışabilecek profesyonelliğe ulaşmalısınız. Bunu kazanmanın en kolay yolu ise, lisans eğitiminiz sırasında verilen projeleri yaptığınız takım arkadaşlarınızdır.

Genelde ilk senelerde hem konuların uygun olmaması hem de önce bireysel olarak birşeyelri başarmayı tatmanız açısından ödevler ve projeler bireysel olarak verilir. Elbette bu bireysel projelerdeki başarısızlık, daha sonraki senelerde grupta da işe yaramamanız anlamına gelmektedir. O yüzden öncelike tek başınıza verilen projelerde başarılı olmayı öğrenmeniz daha sonraki senelerde verilen grup projeleri için de çok önemlidir.

Grup projelerinde, işin kritik noktlarını doğru şekilde bölüştüğünüzden emin olun. Dersin kritik konularını bir kişinin yapması ve etrafındaki dersle ilgisi olmayan konvansiyonel konuları diğer kişilerin yapması (örneğin veri yapıları dersinde tek veri yapısı kodu yazmadan kullanıcı arayüzü yazmak gibi) bilgisayar mühendisliği projelerinde sıkça rastlanan bir sorundur.

Proje veya ödevleriniz gruba verilmediyse, grup çalışması yapmanız genelde kopya anlamına gelmektedir. Bu durumdan kaçınmak için arkadaşlarınıza küsmeniz gerekmez. Bir çözüm olarak konuları tartışabilir, kaynak paylaşımında bulunabilir ve karşılıklı birbirinize konu anlatabilirsiniz. Ancak bu eylemlerde koda veya uygulamaya doğrudan müdahale etmek genelde aynı teslimi doğuracağı için sakıncalıdır. Örneğin birbirinize kodlarınızı vermeniz genelde kopya olarak yeterli olacaktır.

Sınav Taktikleri

Bilgisayar mühendisliği sınavlarının en fazla soru grubunu yorum soruları oluşturur. Şayet konuyu anladıysanız ve bu konuyu gerçek problemlere uygulayacak yetenekteyseniz (ki beklenen de budur) bu konu üzerinde yorum yapmanız istenir. Bu yorum, bir örnek problem üzerinden olabileceği gibi, aynı konu üzerindeki farklı kavramların veya yöntemlerin karşılaştırılması veya bi konunun avantaj ve dezavantajlarının anlaşılması şeklinde olabilir.

ikinci grup sorular ise genelde kodlama ile ilgilidir. Kodlama bilgilsayar mühendisliği derslerinin tamamında bulunacağı için bir programlama dilini çok iyi öğrenmeniz gerekir. Ayrıca o ders ile ilgili kodları sınavdan önce uygulamış olmanız şarttır. Örneğin o derste anlatılan bütün algoritmaları, çalışma sürelerinizde kodlayıp çalıştırın. Bu durumda algoritmayı tanıyacaksınız. Ayrıca kodu elinizde olduktan sonra değişiklikler yapıp algoritmayı deneyebilecek ve yorumlayacak seviyeye geleceksiniz. Aslında bilgisayar mühendisliği eğitiminin önemli bir kısmını kodlar oluşturu. Çoğu kod eğitim hayatınızın sonrasında belki işe yaramayacaktır ancak konuyu öğrenmeniz için çok önemlidir. Seneler önce network dersi alırken, bir endüstri mühendisliği öğrencisi arkadaşımla konuştuklarımız aklıma geliyor. Network dersinde önce bir protokol yazmamız istenmişti. Bunu yazdıktan sonra deneme amaçlı web sunucu, email sunucu gibi kodları yazıyor ve bazı modüllerini internetten bulup değiştiriyordum. Arkadaşım “ne gerek var ki zaten yazılmış” gibi bir tepki vermişti. Elbette yazılmış çok iyi çalışan sunucular vardı, ve bunu ben de biliyordum ama bilgisayar mühendisliğinin farkı biraz da burada, sizin bir yapıyı anlamanız açısından onun koduna hakim olmanız gerekir. Örneğin yazdığım web sunucusu hiçbir zaman kullanlmadı ama ben bir web sunucusunun nasıl çalıştığını öğrenmiştim ve bunu hiçbir zaman unutmadım.

Son Söz

Bu disiplini seçerek aslında bir yaşam biçimini seçmiş oldunuz. Genelde düzensiz uyuyan, çok fiziksel faaliyette bulunmadığı için kilolu ve çalıştığınız ortama göre çoğu zaman stresli bir iş hayatına adaysınız. Yol yakınken dönebilirsiniz, ancak bu işi gerçekte istiyorsanız ve gerçekten seviyorsanız, gerçekten çok başarılı olacaksınız demektir. Çünkü zeka seviyeniz, okuduğunuz okulun kalitesi veya maddi imkanlarınızın hepsi çok kötü olsa bile, gerçekten severek ilgilendiğiniz bir alanda eğitim gördüğünüzde, bütün engellere rağmen başarılı olacağınızı garanti edebilirim. En azından kişisel olarak bu durumu defalarca çok sayıdaki kişide gördüm.

Sizlere nacizane tavsiyem yaptığınız işe tam anlamıyla kendinizi vermenizdir. Bu iş derslerinizse ilginiz derslerinizde olsun. Şayet ilgi göstermezseniz, derslerden bir fayda sağlayamazsınız.

Ayrıca bu eğitimi almanızın önemli bir sebebi de, eğitiminizi ilerideki hayatınızda kullanmanız. Şayet ilerideki hayatınızda bilgisayar mühendisliğine yer yoksa zaten boşuna okumamanızı tavsiye ederim. Ancak niyetiniz bu alanda çalışmaksa öğrendiğiniz her konu birgün bir yerlerde karşınıza çıkacaktır (şayet karşınıza çıkmıyorsa o konuyu öğrenmemişsiniz demektir).