Sosyal Ağ, Güven Ağı değildir

Türkiyeye son yapılan sosyal medya saldırısından sonra, hepimizin daha dikkatli olması gerektiğini düşünüyorum.

Bunun için aşağıda bir liste halinde, sosyal medyada dikkat edilmesi gerekenleri hazırladım.

Belki çoğu bildiğiniz ve dikkat ettiğiniz şeyler ama yine de okumanızda ve haberi olmayan birilerine ulaşır ümidiyle paylaşmanızda yarar var.

“Sosyal Ağ, Güven Ağı değildir!!!”

1. Sosyal meydada gördüğünüz hiçbirşeye inanmayın. Özel laboratuarlarda hazırlanan video ve resimlerin sosyal medyada insanların düşüncelerini etkilemek için dağıtıldığını bilin.

2. Hiçbirşeyi ama hiçbirşeyi araştırmadan paylaşmayın. Sırf duygularınıza tercüman oluyor veya hoşunuza gidiyor diye paylaştığınız birşey aslında kötü niyetli, halkın bir kısmını etki altına alacak yanlış bir haber olabilir.
Paylaştıklarımızdan sorumluyuz ve her kasıtlı habere, özel olarak hoşa gidecek birşeyler eklenerek servis edilmekte.

3. Tanımadığınız kişileri eklemeyin. Sırf güzel bir iki kız resmi var diye, veya inandığınız dinin sembolleri fotoğraf albümünde diye eklediğiniz kişi, aslında bir provakatör olabilir.
Ayrıca sosyal medya hırsızlığı denilen bir saldırı türü de çıktı. Buna göre sizi ekleyen kişi, sizin hayatınızı çalıyor ve bir arkadaşınıza kendisini siz gibi tanıtabiliyor.
Hepsinin yanında sizin hayatınızı, sizin hayatınıza ait bilgileri çalıp kullananlar var. Mesela doğum tarihiniz, bankaların güvenlik soruları arasında, bu tip bilgileri ha hiç girmeyin ya da yanlış girin.
Ama neticede tanımadığınız kişileri eklemeyin, sizin hayatınızı çalıyor olabilir.
Veya hiç hissettirmeden sizin düşüncelerinizi formatlıyor olabilir. Bir insana çok değil her hafta sadece 1 kere “susadım” kelimesinin okutulması ile günlük ortalama su tüketiminin arttırıldığını biliyoruz.
Sosyal medyada eklediğiniz kişiler çok daha organize bir şekilde sizlere hissettirmeden uzun süreye yayılmış mesajları okutturuyor veya bilinç altınıza işliyor olaiblir.
Ekleyeceğiniz kişiler, size arkadaşlık isteği yollayan kişiler ile mutlaka önce mesajlaşın, tanıdığınız kişi olduğundan emin olun.
Bazı kişiler, sosyal medyayı, yeni arkadaşlarla tanışma aracı olarak kullanıyor olabilir ama bu büyük bir hatadır. Sosyal medyada tanıştığınız kişilerle gerçek hayatta tanışma ihtimaliniz yoksa çok büyük ihtimalle sahte bir kişilikle tanışıyorsunuz demektir.

4. Sosyal medyayı iletişim için kullanmamaya çalışın. Alınan çok sayıdaki güvenliğe rağmen, gerek bilgisayarınız gerek cep telefonunuzun virus, trojan, worm gibi saldırılara açık olduğunu, ve hiçbir zaman %100 güvenli olmadığını
bilin. Son günlerde sosyal medya hesaplarının çalınması ve kötü niyetli kişilerin eline geçmesi sonucunda, o güne kadar yazdığınız bütün mesajlarınızın, arkadaş listenizin, kiminle neler konuştuğunuzun, birilerinin eline geçebileceğini bilin.

5. Kendiniz olun. Genelde gerçek hayatta başarısız olan kişilerin veya farklı kişilikleri merak edenlerin, sosyal medyada, aslında olmadıkları bir kişilikte davrandıkları biliniyor. Bu çok yaygın bir bozukluk ve bunu kullanan kötü niyetli kişiler bulunuyor.
Siz sosyal medyanızdaki görüntünüze bakarak değişik gruplara ve üyeliklere davet edip daha sonra kendinizi mutlu hissetmek için takındığınız bu kişiliği istedikleri farklı bir kişiliğe çevirmek, tahmin ettiğinizden çok daha kolay. Ya olduğunuz gibi görünün, ya da göründüğünüz gibi olun. Birkaç kişiye mesaj vermek için, birilerinin hoşuna gitmek için olmadığınız gibi davranmayın.

6. Sosyal medyanın, başta devlet kurumları olmak üzere çok sayıda kişi tarafından izlendiğini, yaptığınız paylaşımların, ileride önünüze çıkabileceğini bilin.

7. Sosyal medyadaki savaş taktiği, şu anda “ilk vuran kazanır” mantığı ile işlemektedir. Size ilk ulaşan, düşüncelerinizi, hislerinizi ve eylemlerinizi etkileyebilir. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, bir kişinin oldukça önemli ve faydalı konuşmasının, karikatürize edilmiş halinin, konuşmadan önce izlenmesi, o konuşmanın mesajının doğru algılanamaması için yeterlidir. Dolayısıyla her ne izlerseniz izleyin, ön yargılardan bağımsız bir şekilde olayları değerlendirmeyi deneyin.

Ayrıca çok sayıdaki kaynaktan derlediğim aşağıdaki tehditleri paylaşmak istiyorum :

1. Kişisel güvenliğiniz için tehdittir. “Ben ve kocam, amerika tatiline çıkıyoruz” şeklindeki bir mesaj evinizin boş olduğunu bütün dünyadaki hırsızlara duyurmak olarak görülebilir.
Veya artık konum bilgisinin paylaşıldığı durumlarda, dünyanın bir ucunda olduğunuzu bütün dünyaya duyurduğunuzun farkında olun.

2. Toplum güvenliği için tehdittir. Yapılan araştırmalar, çoğu yanlış bilginin doğru sanılma hissini arttırdığını göstermiştir.

3. Finansal bilgileriniz için bir açıktır. Hergün onlarca sitede işlem yapıyorsunuz. Güvenlik için sorulan soruların çoğunu sosyal medyada paylaşıyor olmanız, kötü niyetli insanların işini kolaylaştırır. Doğum tarihiniz, aile üyelerinizin isimleri, eğitim ve iş geçmişiniz, e-posta adreslerinizi yayınlayarak riski arttırıyorsunuz. Bu konuda çok sayıda yazı yazılmış durumda. Bir kişinin kişiliğini çalmak için dahi olmaya gerek yoktur.

4. İtibarınız için risktir, herkesin iniş çıkışlı bir hayatı vardır. çocukluk veya gençlik yıllarınızda çekilen bir fotoğraf veya video, sizin ilerideki iş hayatınızdan sosyal yaşamınıza kadar çok şeyi etkileyebilir. Unutmak istediğiniz bir hatıranızın, bütün çevreniz tarafından bilinmesi sizi ileride daha güç psikolojik problemlere sürükleyebilir. İnternette, yeni bir hayata başlamak için etrafına yalvaran onlarca kişinin durumu, ibretlik olarak sunulmakta.

5. Sosyal medyanın bağımlılık yapan bir özelliği olduğu ve bazı kişiliklerde, üretkenliği etkileyici ölçüde vakit kaybına sebep olduğu bilimsel bir gerçektir. 2012 yılında yapılan bir çalışmadan ingiliz firmalarının, sosyal medya kullanımından dolayı, günde 264 milyon dolar kaybı olduğu görülmüştür.

6. Sosyal medyadaki haberlerin polis tarafından takip edilme ve hakkınızda işlem yapılma hakkı olduğunu bilin. Örneğin Alexander Song isimli kişi, uluslar arası basına çıkacak kadar çok kişiyi öldüreceğini yaydıktan sonra polis tarafından tutuklanmış ve sorgulanmıştır. Aslında tek bir silah bulunmamasına karşılık, güvenlik güçleri yalan dahi olsa haberleri izlemek ve toplumun iyiliği için sizin özgürlüğünüzden geçici süreylede olsa alı koymak zorunda kalabilirler. Dolayısıyla şaka bile yapıyor olsanız yazdıklarınızın sonuçlarını iyi hesaplayın.

7. Çalıştığınız işyeri, kurum veya okuduğunuz okulların, sosyal medya ile ilgili şartlarını yönetmeliklerini iyi biliniz. Türkiyede ne yazık ki henüz çok oturmamış olsa da, çoğu uluslar arası kuruluşun sosyal medya ile ilgili kısıtlayıcı şartları bulunur. Örneğin bir katolik okulunda bulunan bir yönetmelik, bir öğrencinin sosyal medya kullanırken, yaptığı bütün eylemlerin (bir mesaj yazmak da dahil) okulun görüşünü yansıtmak zorunda olduğunu yazmaktadır. Bu durumda, kürtaj, eşcinsellik, boşanma, doğum kontrolü gibi konularda, öğrencinin kişisel görüşlerini paylaşması, ve okulun katolik görüşüne aykırı beyanda bulunması, kendisi için disiplin suçu olarak kabul edilebilir.

8. Sosyal medya araştırma şirketlerini kullanan, çok sayıda işe alım kurumu, günümüzde hızla artmaktadır. Bazı sosyal medya araştırma kurumları, işe alınmak istenen adaylar hakkında özel olarak internet üzerinde araştırma yapmakta ve bir rapor halinde yeni kurumuna sunmaktadır. Sosyal medya geçmişi yüzünden, hiç haberi olmadığı halde iş başvurusu geri çevrilen adaylar olmaktadır.

9. Güvenlik ayarlarınızın yüksek olması, gerçekten güvenli olduğunuz anlamına gelmez. Birşeyin görülmesini istemiyorsanız en güvenilir yolu, onu hiç paylaşmamaktır. (Andrew Marovich)

Kaynaklar: http://mashable.com/2012/09/04/students-social-media-warnings/
http://www.businessesgrow.com/tag/search-engines/
http://about-threats.trendmicro.com/ebooks/socialmedia-101/#/1/

2 Responses to Sosyal Ağ, Güven Ağı değildir
  1. Asya says:

    “6. Sosyal medyanın, başta devlet kurumları olmak üzere çok sayıda kişi tarafından izlendiğini, yaptığınız paylaşımların, ileride önünüze çıkabileceğini bilin.”

    Aman Şadi Bey siz kendinizi sağlama alın.
    Fikirleriniz iktidara yakın olsa da olmasa da.
    Etrafınızda düşüncelerinizi benliğinizi hiçe sayan hakaret eden insanlarla dost görünün,onların altında çalışın. ceplerini doldurun. içinize atın atın atın.
    Daha dün ailenizle vakit geçirdiğiniz parklar, İstanbul da kalan son yeşil alanlar iktidara dalkavukluk edenlere satılsın. siz aman(!) ses çıkarmayın.
    İşinizin olması sırtınızı sağlam yere yaslamanız tüm bunlardan çok çok önemli..
    Gelecek nesle güzel bir miras bırakabilmek? Demokrasi? Hak ? Düşünce özgürlüğü?Adalet? Bunlar da neymiş Allah aşkına?

  2. Yazdığım madde gayet açık net ve gerçek. Yapılan her paylaşım devlet kurumları da dahil olmak üzere pek çok kişi (en basitinden paylaşımın yapıldığı sosyal medyanın merkezi veya sosyal medyadaki arkadaşlarınız) tarafından izlenebilir, okunabilir ileride önünüze çıkabilir. Bu konuda yazdığım diğer yazıları okursanız faydası olacağını düşünüyorum. Örneğin amerikada işe alım sürecinde, adayların sosyal medya geçmişlerini inceleyen ve rapor halinde insan kaynakları departmanlarına sunan özel firmalar çıkmış durumda. Veya bir katolik okulunda, kürtajı destekleyen yazılarından dolayı disiplin suçu alan (okulun disiplin yönetmeliğine ayrkırı davrandığı için) öğrenci söz konusu. Veya arkadaşları ile “şu anda evimde bomba imal ediyorum çok kişiyi öldüreceğim” diye paylaşımda bulunduğu için, evinde hiçbir iz olmamasına rağmen, polis tarafından evi didik didik aranan 1 ay boyunca evi izlenen ve 3 saate yakın sorgulanan kişi söz konusu.

    Bütün bunlar gerçek. Bu konuda uyarmak da benim görevim. Bunların doğru olup olmaması konusunda bu yazıda hiçbir yorum yok. Örneğin devletin sosyal medyayı izlemesini ve bu medya üzerinden suçluları yakalamasını doğru bulursunuz veya bulmazsınız, bu konuda ben yorum yapmadım. Sadece olanı söyledim. Yani yazı açıkça bir uyarı yazısıdır ve başınıza gelebileceğin farkında olun demektedir.

    Bence esas hastalıklı olan, böyle bir uyarı yazısından, tanımadığınız birisi hakkında ön yargılı yorumlar yapıp bir de bunların üzerine, kişisel saldırıya kadar giden sizin yorumunuz.